19 Ağustos 2010 Perşembe

günahh yaa...ne oldu yavrum sana, nooldu yavrum?

ve zaten hep kendime kızıyorum. bak yine yazmamam gerekiyor dear. kendimi küçük düşürmüş gibi hissediyorum. saçma sapan hadiseleri kafama taktığım için. ama çok kızgınım. şu sıralar hep öyleyim. yakında belki sana müjdeli haberlerim olucak ama umutlanmayalım. gülbeyazı izlemişindir dear. hayatımın aşk konulu dizisidir. onu izledikten sonra hep istediğim nefret temelli bi aşktı biliyor musun? hani baktığında o iki insan birbirini sevmiyormuş gibi. öyle istedim evet. ama bazen yaşadıklarım bu duamın kabülü mü yoksa baş belası mı ayırt edemiyorum. insanları kaybetme korkum da bu yüzden. ya o doğru insansa. ya kaçırdığımda tekrar bulamazsam..karşımdakinin ne düşündüğünü bilmiyor oluşum, bi sn. sonrasını tahmin edemem de çok can sıkıcı. kızgınlığım belki bu yüzden. ama doğru insanı bi gün bulucağıma eminim. belki onu gördüm bile. belki aynı otobüste sıkıldık. belki aynı vapurda denize baktık. belki aynı trende uyuduk. belki aynı kuyrukta bekledik. belki onu tanıyorum. belki hiç görmedim. belki farklı bi ırktan. ayrı dilleri konuşuyoruz belki. ne olursa olsun onu bulana kadar çok acı çekicem. çok defa insanların arkasından bakıcam ve gidişlerini seyredicem. acı çektiren iyidir. ama arada bir gülümsese, sırtımı sıvazlayıp geçicek dese olmaz mı? ondan sonra ne bok yerse yesin afedersin. ama dengelesin lütfen. azıcık belli etsin.. hı olmaz mı? çok çaresiz gibi duruyorum dear. ama beni görsen öyle demezdin. evet bu duruşumdan hiç belli olmuyor. bilmiyorum ya da ben öyle zannediyorum. her neyse öyle işte..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder